De Beistegui Attic, Le Corbusier (Paris, 1930)

Dünyanın saygısızlığından korunmak için etrafı çevrilmiş kutsal bölge, yani temenos, kapalı mekan kavramından antik çağda anlaşılandı. “Etrafını çevirmek, kapatmak”, her zaman birşeyler kurmak, tapınma alanı yaratmak, bir dünya parçasını dünyanın kalanından ayırarak korumaya almak anlamına geliyordu.

Modern dünyada, bir alternatif yaratmak için kapatma ve dış dünyadan ayırma eyleminin önemini ilk kez Mies van der Rohe keşfetti. Barcelona Pavyonu ve avlulu evleri, temenos kutsallığının modern zamana çevirisinin denemeleri niteliğindeydi. Tavan olarak gökyüzüne sahip mekanlar, yani “açık odalar” için de ilk örnekler van der Rohe’nin tasarımları.


Whitehead Institute "Splice Garden", Martha Schwartz

Modern dönemin sembolik anlamlar taşıyan erken mekan tasarımları, international style etkisiyle değişti. Milano Ticaret Fuarı’nda Luciano Baldassarri tarafından tasarlanan Breda Pavyonu ile mekan yer çekimini reddederek adeta bir kurdele gibi serbestçe açılabiliyordu.

Post modernizm, kapalı ve / veya yarı kapalı mekanların arketipler olarak öneminin keşfedilmesine sahne oldu. Luis Barragán’ın Fuente de los Amantes tasarımı, tamamen mekana ve onun ilham verici özelliklerine dayanan bir mimarlık örneği.


Erasmian Garden, West 8

Günümüzde, bu bahsedilen okumaların hepsi, kendilerine tasarım dünyasında bir şekilde yer buluyor. “Açık odalar”dan sıralar halinde birbirini izleyen mekanların oluşturduğu işlere kadar hepsi, kentin mekan yaratarak nasıl şekillenebileceğini gösteriyor. Aynı zamanda hem arketip olma hedefi, hem de göz alıcılık, modern tasarım dünyasının kent mekanlarında genel bir eğilim gibi görünüyor.
Peyzaj Mimarlığı